Erzincan'da son
gecem bu. Erzincan'da son gecem... Erzincan'da son...
... Taze ekmek kokuları geliyor burnuma. Çarşı fırınları çoktan
ateşlerini yakmış, has undan ekmekler pişiriyorlar az sonra
uyanacak Erzincan halkı için. Şafak az sonra sökecek demektir bu.
Doğacak günün Pazar olduğunu anımsıyorum. Haftalık pazar kurulacak
yine Buğday Meydanı'na. Cıvır cıvır sesler evimizin içine dolacak
hava kararıncaya dek. Ama ben duymayacağım. Kalabalığı da
görmeyeceğim. Geleceğin bana neler hazırladığını bilmeden,
İstanbul'a gitmek üzere ayrılacağım doğup büyüdüğüm şehirden... (Küçük
yaşta anasız babasız kalmıştı Fikret. Hocası Kazım Bey'in yanına
sığınırken, günlerin kendisine neler getireceğini bilmiyordu...
Memleket hasretini tanımıyordu daha... 1906'ların Erzincan'ından
ayrılış sahneleri ve 1919 Erzincan kışında dönüşü... umut
"gün ola devran döne"....)
Saray Meydanı'nda Son Gece, Selma FINDIK Remzi Kitabevi Şubat
2000